BİLİŞİM SUÇLARI

            Her geçen gün teknolojinin ve bu teknolojilere erişilebilirliğin artmasına paralel olarak bilişim sistemlerine yönelik işlenen suçlar da artmaktadır. Siber Suç, bir bilişim sisteminin güvenliğini ve / veya buna bağlı verileri ve / veya kullanıcısını hedef alan ve bilişim sistemi kullanılarak işlenen suçlardır. Siber Suçu diğer suçlardan ayıran özelliği bir bilişim sistemi olmadan işlenememesidir. Bu suç türü bilgisayar ve internete özgü suçlar olarak da adlandırılabilir.

            5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bilişim suçları “bilişim alanında suçlar” ve “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” olmak üzere iki ayrı bölümde düzenlenmiştir. Bununla birlikte; aynı kanunun bazı bölümlerinde çeşitli suçların bilişim sistemleri aracılığıyla işlenmesi suçun nitelikli yani ağırlaştırıcı nedenleri arasında belirtilmektedir. Bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık ve hırsızlık suçları bunların en önemli örnekleridir. Türk Ceza Kanununda bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek suç tiplerinin yanı sıra bilişim sistemi aracılığıyla işlenebilecek ancak yalnızca bilişim suçu olarak tanımlanamayacak suç tipleri de yer almaktadır. Gelişen teknoloji ve yeni suç işleme modellerinin ortaya çıkması nedeniyle bu suç tipleri arasındaki ayrım net ve kesin değildir.

            Bilişim alanında suçlar bölümünde; hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçu (md. 243), bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçları (md. 244/1-2) bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu (md. 244/4) ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları (md.245) yer almaktadır.

            Özel hayata ve hayatın gizliliği alanına karşı suçlar bölümünde; kişisel verilerin kaydedilmesi (md. 135), kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu (md.136) ve verilerin yok edilmesi suçu (md. 138) yer almaktadır.

            Türk Ceza Kanunun çeşitli bölümlerinde bilişim sistemleriyle de işlenmesi olanaklı olan suç tipleri olarak; haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (md.132), haberleşmenin engellenmesi suçu (md. 124), hakaret suçu (md.125), bilişim sisteminin kullanılması yoluyla işlenen hırsızlık suçu (md. 142/2-e), bilişim sisteminin kullanılması yoluyla işlenen dolandırıcılık suçu(158/1-f) ve müstehcenlik suçu (md.226) yer almaktadır.

            5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda da bir kısım bilişim suçları düzenlenmektedir. Bununla birlikte, aynı kanunda bilişim yazılımları da eser kavramına dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda yer alan bilişim suçları ise Mali, manevi ve bağlantılı haklara tecavüz suçları (md.71), eserin topluma sunulması sırasında görülen bilgiler ve bu bilgileri temsil eden sayılar veya kodların yetkisiz olarak ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi suçu (md.71/2) ve koruyucu programları etkisiz kılmaya yönelik hazırlık hareketleri suçu (md.72) yer almaktadır.

            Ayrıca Elektronik İmza Kanunun 16. ve 17. Maddelerinde de elektronik imza oluşturma verilerinin izinsiz kullanımı suçu ve elektronik sertifikalarda sahtekarlık suçu da bilişim suçu olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Gerek Türk Ceza Kanununda gerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda ve diğer kanunlarda yer alan suçlar başlı başına bir yazı konusu oluşturmaktadır. Burada sadece bilişim suçlarının  neler olduğu ve hangi kanunlarda yer aldığını belirtmekle yetinmekteyiz. Fikri Mülkiyet Hukuku ve Ceza Hukuku ayrı hukuk disiplinleri olup kendilerine özgü mantığı, sistematiği ve terminolojisi olan hukuk dallarıdır. Bu hukuk dallarından kaynaklanan hakların korunması da başlı başına ayrı birer inceleme konusudur. Dolayısıyla bu yazımızda  genel bilgi ve kavrayış vermek amacı taşımaktayız.

            Son olarak belirtmek isteriz ki; Avrupa Siber Suç Sözleşmesi, 22.04.2014 tarih ve 6533 sayılı “Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile onaylanarak yürürlüğe girmiş ve Avrupa Siber Suç Sözleşmesi de iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiştir.

            Bilişim suçlarının çok ciddi bireysel ve toplumsal sonuçları bulunduğundan bu suçlara karşı yürütülecek mücadele de çok boyutlu olmak zorundadır. Ceza normlarıyla sağlanmaya çalışılan koruma bilişim suçlarıyla mücadelenin yalnızca bir boyutudur. Diğer bir boyutu ise bilişim sistemi kullanan kişilerin, kurumların ve devletlerin bu konuda almaları gereken tedbirler ve ceza hukuku dışında özellikle sanal alanın hukuksal bir alan haline gelmesi için yapmaları gereken düzenlemelerdir. Bilişim suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması teknik uzmanlık bilgisi ve deneyimi gerektirmektedir. Bu nedenledir ki; soruşturma makamları ve kovuşturmayı yapan mahkemelere özel teknik bilgiye haiz yargı mensupları atanmalı ve anılan kurumlara özel yetki ve muhakeme kuralları getirilmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 134. maddesi ve bu yönde bir yönetmelik olsa da uygulamada halen teknik bilgi yetersizliğinden eksiklikler bulunduğu da bir gerçektir.

Av. Şebnem Tuğçe ATASOY

 Anasayfa’ya Dön