SOSYAL MEDYA HUKUKU

Teknolojik gelişmelere paralel olarak yaşadığımız formel dünyadan başka kendine özgü kuralları ve usulleri olan dijital bir dünya ortaya çıkmıştır. Dijital dünya, günümüz dünyasına ait her şeyi içinde barındırdığından pek çok devlet yasa koyucu vasıtasıyla bu dijital dünyayı da hukuki olarak düzenlemeye ve denetim altına almaya çalışmıştır.

Her geçen gün teknolojinin ve bu teknolojilere erişilebilirliğin artmasına paralel olarak bilişim sistemlerine yönelik işlenen suçlar da artmaktadır. Bilhassa sosyal medya alanında kişilik haklarına aykırı veya özel hayatın gizliğini ihlal eden yayın ve içerikler hızla artmaktadır. Bu nedenle de bilişim alanında işlenen suçlar ile Bilişim ve Ceza Hukuku’nun yolları kesişmektedir. Bu tür suçlarda Ceza Hukuku’na hâkimiyet tek başına yeterli olmayıp bu alanda faaliyet gösteren hukukçuların bilişim teknolojilerine de ayrıca hâkim olması gerekmektedir.

Günümüz teknolojisinde birçok bireyin birçok sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Bu hesaplar, bir nevi kişilerin özel alanlarını, kişisel varlıklarını temsil etmektedir. Dolayısıyla da bu alanlarda da bireylerin kişisel hakları zarar görebildiği gibi bireyler bu alanlarda da hukuka aykırı hatta ve hatta Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eden eylemler içerisinde yer alabilmektedir. Bu bağlamda da yaşanan gelişmelere bağlı olarak Türk Ceza Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlarda da gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bilişim suçları “bilişim alanında suçlar” ve “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” olmak üzere iki ayrı bölümde düzenlenmiştir. Sosyal medya hukuku kapsamında da görülen suç tipleri genellikle “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” bölümünde yer almaktadır. Sosyal medyanın bir iletişim yöntemi olması karşısında, her nasıl ki formel dünyada bireyler iletişim halinde oldukları bireylere karşı hakaret, tehdit, şantaj gibi suçları işleyebilmekteyseler aynı şekilde bahsi geçen bu suçlar sosyal medya ortamında da işlenebilmektedir. Hatta anılan suçların sosyal medyada daha geniş tanımıyla alenen ve/veya bilişim araçlarının vasıta olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde anılan suçlarda ağırlaştırılmış cezalar verilmektedir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunun çeşitli bölümlerinde bilişim sistemleriyle de işlenmesi olanaklı olan suç tipleri olarak; haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (md.132), haberleşmenin engellenmesi suçu (md. 124), hakaret suçu (md.125), bilişim sisteminin kullanılması yoluyla işlenen hırsızlık suçu (md. 142/2-e), bilişim sisteminin kullanılması yoluyla işlenen dolandırıcılık suçu(158/1-f) ve müstehcenlik suçu (md.226) suçları da örnek verilebilir.

Bilişim suçlarının çok ciddi bireysel ve toplumsal sonuçları bulunduğundan bu suçlara karşı yürütülecek mücadele de çok boyutlu olmak zorundadır. Ceza normlarıyla sağlanmaya çalışılan koruma bilişim suçlarıyla mücadelenin yalnızca bir boyutudur. Diğer bir boyutu ise bilişim sistemi kullanan kişilerin, kurumların ve devletlerin bu konuda almaları gereken tedbirler ve ceza hukuku dışında özellikle sanal alanın hukuksal bir alan haline gelmesi için yapmaları gereken düzenlemelerdir. Bilişim suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması teknik uzmanlık bilgisi ve deneyimi gerektirmektedir. Bu nedenledir ki; soruşturma makamları ve kovuşturmayı yapan mahkemelere özel teknik bilgiye haiz yargı mensupları atanmalı ve anılan kurumlara özel yetki ve muhakeme kuralları getirilmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 134. maddesi ve bu yönde bir yönetmelik olsa da uygulamada halen teknik bilgi yetersizliğinden eksiklikler bulunduğu da bir gerçektir.

Önem arz eden bir diğer husus ise, bilişim suçlarının işlenmesinin engellenmesi için yapılacak düzenlemelerde anayasal olarak da güvence altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması gereğidir Yapılacak yasal düzenlemelerde düşünce ve ifade özgürlüğü kısıtlanmadan bireylerin hem temel hak ve özgürlüklerini korumak hem de suçlara karşı korunması esas alınmalıdır. Aksi düzenlemelerin bireylerin özgürlüklerini kısıtlayacağı ve suçların da önüne geçilemeyecektir.

Av. Şebnem Tuğçe ATASOY

 Anasayfa’ya Dön